9 Mayıs 2014 Cuma

The Vampire Diaries -Vampir Günlükleri


Favorilerime noktayı koyduğuma göre artık bloğumu asıl açma amacıma geri dönebilirim. Bir önceki postumda sevdiğim bir vampir dizisinden bahsetmiştim ve vampir dizileriyle devam etmek istedim.
Yabancı dizi sevenler arasında hala izlemeyen var mıdır bilemiyorum ama benim gibi bu diziyi izliyorken sıkılıp artık ayda bir izleyen çok biliyorum. Yinede neden bilmiyorum Türkiye de yabancı dizi listelerindeki  ilk sıralardan düşmedi hala.

The Vampire Diaries L.J. Smith'in aynı adlı kitap serisinden beyaz perdeye uyarlanmıştır. Serinin ilk kitabını okumaya çalıştıysam da olmadı okutmadı kitap kendini. Dizi nispeten kitaplardan daha iyi bence. İlk 2 sezonu heyecanla izledim, beğendim fakat 3. sezonda ve sonrasında pek sarmamaya, sanki konusu eskisi kadar özenli değilmiş gibi gelmeye başladı. Zaten bu son sezonda anladım ki 'ergenler ne yazsak yer' dermiş gibi abarttılar iyice. Lütfen daha fazla saçmalamayalım diyorum ve bu dizinin kesinlikle bir ergen dizisi olduğunun altını çiziyorum. Bunu yazdığım için fanları tarafından belki tepki çekebilirim ama lütfen objektif olalım. En beğendiğim dizileri bile kusursuz bulmuyorum. Tüm emeklere saygı duyuyorum.

Hazır diziye yer vermişken hiç inancım olmamasına rağmen hala izlemeyen varsa denk gelir belki diye biraz konusundan bahsetmeliyim.

Başrollerini Nina Dobrev(Elena Gilbert), Paul Wesley(Stefan Salvatore), 
Ian Somerhalder (Damon Salvatore) gibi isimlerin paylaştığı dizide oyuncuların hepsi birbirinden iyi performans sergiliyorlar. Zaten oyuncu kadrosuyla ilgili hiç bir sıkıntım yok.

Annesi babasıyla geçirdiği bir trafik kazasında tek sağ kurtulan Elena Gilbert artık teyzesi Jenna ve erkek kardeşi Jeremy ile beraber yaşamaktadır. Ebeveynlerinin yokluğuyla geçirdiği bir yaz tatili sonunda okula döner.

Stefan Salvatore kanlı ve pişmanlıklarla dolu bir geçmişin ardından uzun yıllar sonra kendini eğiten ve artık sadece hayvan kanıyla beslenen bir vampirdir. Doğup büyüdüğü Mystic Falls'a döner. Hala lise çağında görüntüsüne sahiptir ve okula kayıt olur. Okulun ilk günü Elena ile tanışır ilerleyen bölümlerde birbirlerine aşık olurlar.

Stefan'ın hiç mi hiç anlaşmadığı tamamen birbirinin zıttı bir yaşam tarzına sahip olan ve yıllardır görüşmediği kardeşi Damon hiç beklenmeyen bir şekilde kasabaya gelir. Geçmişin intikamını almak için ve insanlara zarar verecek olmayı umursamadan inandığı yanlışların peşinden gitmektedir. İstediklerini yapmak uğruna ilk sezon ortalığı bayağı karıştırıyor. Şimdilik dizinin kötü karakteri diyebiliriz fakat kötüyken bile herkesin gönlünü fethettiğine eminim.

İlk 2 sezon Stephan ve Elena'nın birbirlerini çok sevdiğine, beraber olmaları gerektiği düşündürülen dizide sonradan işler karışır. Cadıların, köken vampirlerin, kurt adamların,gezginlerin, görsel ikizlerin, avcıların ve ruhların bulunduğu fantastik bir yapım. Hem köken bir vampir hemde kurt adam olan Joseph Morgan (Klaus) kadroya sonradan dahil olmasına rağmen büyük ilgi gördü. Benimde en bayıldığım oyuncu ve karakterlerdendi. 

Şimdi bunları yazarken yeni bölümü izlemek istedim. Bloğumda favorilerimden sonra yer verdiğime göre hiç kötü bir yapım olmadığına emin olun. Çok emek verildiği belli olan kaliteli yapımlardan biri fakat sezon konularının sağlam yapıda olması beklentisindeyim. 
 İyi seyirler diliyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder